PEKUZ; ‘EĞİTİM-SEN’İN NAMAZDAN RAHATSIZ OLMASI BİZLERİ ŞAŞIRTMADI’

HANGİ UYGULAMALAR?

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Yasin Pekuz, Kırıkkale Valiliğinin iki güzel uygulamasının Eğitim-Sen’i rahatsız ettiğini ve iptali için mahkemeye başvurduğunu hatırlatarak “Chp ile organik bağı olduğu bilinen bu sendikayı hangi uygulamalar rahatsız etti bir bakalım; okul Pansiyonlarımızda ebeveynlerinden uzakta olan ve istekli olan öğrencilerimizin boş vakitlerinde manevi ve ahlaki yönden desteklenmesi için diyanet personeli görevlendirilmesi uygulaması. Her ayın ilk cuması orta ve yükseköğretim öğrencilerinden istekli olanları katıldığı sabah namazı, Kur’an tilaveti, kaside okumaları, dua uygulaması.  Öncelikle gençliğimizin içine düştüğü buhranı görüp, onların; sapkın inanışların, madde bağımlılığının, ahlaki yozlaşmanın cenderesine atıldığı bu günlerde, gençlerimizi maddi ve manevi olarak destekleyen, ahlakî vasıflarının artması için ter döken tüm kardeşlerimizi tebrik ediyorum.” dedi.

ÇARPITIYORLAR

Pekuz açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Eğitim-Sen’in, içerisinde Kur’an, namaz, cami, dua olan ve gençlerimizin imanını ve ahlakını sağlamlaştırarak dünya ve ahiret saadetlerini temin etmeye çalışan bu güzel uygulamalardan rahatsız olması ve iptali için mahkemeye başvurması bizleri şaşırtmadı çünkü aksi zaten düşünülemezdi. Ancak resmî internet sayfalarındaki açıklamalarında yaptıkları çarpıtmaları gözler önüne sermek bizlerin vazifesidir. Eğitim-Sen’in bilmediği veya bilip de çarpıttığı bazı konuları açıklayalım: Ayda bir defa cuma günü sabah namazına giden gönüllü öğrencilerin okula gidemediğini, bu öğrencilerin eğitim haklarının ihlal edildiğini” söylüyorlar. Bu sendika yöneticileri,  sabah namazının güneş doğmadan  önce kılındığını bilmiyor veya sabah namazı vaktini sabah kahvaltısı vakti zannediyor olsa gerek. Mahkemeye verdikleri, şikayet ettikleri etkinliğe katılma zahmetini gösterseydiler,  öğrencilerimizin hiçbir baskı  ve zorlama altında kalmadan, kendi istekleri ile Allah’ın evine koştuklarını ve okullarına da vaktinde gittiklerini görürdüler. Bu konu ile ilgili hiçbir öğrenci ve velisinin şikayeti vs. olmamasına rağmen Sendikanın bunu şikayet  etmiş olması,  gençlerin Allah’ın evine gitmelerinden duyulan rahatsızlık olsa gerek. “

CAMİLER HERKESE AÇIK

“Namaz etkinliğinin, gençlerin eğitim hakkının ihlali olduğu  yalanı gün gibi ortada; ancak çok acıdır ki namaz ve cami tahammülsüzlüğünü ortaya koyan sendika, bu uygulamanın ‘din ve vicdan özgürlüğünün ihlali olduğunu’ da söylüyor.  Camilerimiz tüm vatandaşlarımızın ibadetine açık iken, bu sendikanın namaz buluşmalarını ‘belirli bir mezhebe özgü dînî bir eğitim amaçlanmaktadır’ diyerek  sanki bir terör faaliyeti icra ediliyor gibi abes ve vahim göstermeye çalışması, fikirlerinin arka planındaki İslam ve din algısını göstermesi bakımından önemlidir.  Okul pansiyonlarındaki öğrencilerimizden yine gönüllü olanlara ve boş zamanlarında Diyanet İşleri’ne bağlı vâiz, imam-hatip, müezzin gibi görevlilerimizin manevi yönden katkı sağlamak amacıyla ve Valilik oluru ile görevlendirilmesi uygulamasını ‘diyanet personeline, öğretmen görevi verilemez’ diyerek mahkemeye taşımışlardır. Bu uygulamanın MEB müfredatındaki ders ve uygulamalar ile çakışması, onların yerini alması, bu görevlilerin öğretmenlik yapması vs. gibi bir durum söz konusu değilken ve tamamen gönüllü öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirmeye yönelik bir uygulama iken sendika yine olayı çarpıtarak ‘eğitimin dinselleştirildiği’ yalanına başvurmuştur. ”

SUHULETİMİZİ KORUYACAĞIZ

“Medeniyet değerlerimize yabancı ve düşman bir kitlenin Allah, Hz. Peygamber, İslam ve Kur’an düşmanlığına bahane yaptıkları laiklik ilkesini Eğitim-Sen’de kullanmış ve bu uygulamaların laiklik ile bağdaşmadığını belirtmiştir. Sayın sendika yöneticileri; laiklik ilkesi tam da sizin gösterdiğiniz  tahammülsüzlüğün aksine,  kimsenin dîni,  fikri, yaşantısı, düşüncesi sorgulanmasın ve hiçkimse inancından ötürü baskı altına alınmasın diyor. Siz ne yapıyorsunuz şu an! Veya çok kullandığınız bu ilkeye rağmen geçmişte neler yaptınız? ‘Laiklik elden gidiyor’ diyerek laiklik ilkesinin tam zıttı uygulamalar ile mescitleri kapatan, başörtüsünü yasaklayan, katsayı zulmü ile Müslüman Anadolu evladının önünü kesmeye çalışan zihniyet bugün yine palazlanmaya, gizledikleri planlarını ve niyetlerini ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu zihniyetin genlerimizi sürüklemek istediği yerin LGBT sapkınlığı, deizm-ateizm çöplüğü olduğunu çok iyi biliyor ve görüyoruz.  Bizler duyarlı Anadolu Müslümanları olarak, ülkemizde sağlanmış olan barış ve hoşgörü ortamını bertaraf etmeye yönelik bu saldırılara gerekli cevabı her mecrada vermeye; kamu düzenini bozmaya yönelik her türlü kışkırtıcı faaliyet karşısında uyanık olup suhuletimizi korumaya devam edeceğiz.”